Trafik Kazasından Sonra Başıma Gelenler

ambulans trafik polisleri yere fırlamış telefonumu bulmuşlar. babam yine her zamanki gibi şehir dışında eve gelmesine bir saat kalmış. telefonumda babam diye kayıtlı numarayı aramışlar. babam duyunca şok olmuş ve abilerimi arayarak hemen acilen ankaraya kendi arabalarıyla ankaraya son sürat kırıkkkale hastanesine geldiler.

beni doktorların müdahalesinden sonra sedyeye koyup hastane koridoruna bıraktılar. sedyenin üzerinde yalnızdım. dört abim de babam da geldiklerinde sedyede yalnız gördüklerinde kıyameti kopardılar. kimsesizmişim gibi ortada kalmıştım. abilerimi babamı görünce çok sevindim. abilerim beni hemen acilen hacettepe hastanesine getirdiler. acilden bile almadılar. sıkıntı yaşattılar oradaki personeller hemşireler doktorlar abilerim kıyameti koparınca hemen hastaneye yatırdılar.

oğlumla kızım zaten hacettepede yoğun bakımdalarmış herkes biliyor ama tek ben bilmiyorum. ben yatış yapılıncaya kadar annem ablam kız kardeşlerimde hastaneye yanıma gelmediler. o an da zaten profösörler ve yardımcı doçentler doktor adayları 6 kişilik heyet ailem varken aynur hanım ve ailesi şimdi sizlere söyliceklerimi iyi dinleyiniz dedi. servet irez profösör ömrün boyunca asla yürüyemeyeceksin kaburgaların buz gibi kırılmış ve asla hayal bile etme çünkü omirilik lifleri parçalanmış sıvısı boşalmış dedi.

profösör annem hemen sordu ağlayarak. ablam ve kardeşelrimde bağırlarına vurarak sessizce kimseyi rahatsız etmememk için kendilerini çok zor tutuyorlardı. annem profösere şunu sordu doktor bey kızımı amerikaya götürsemdemi yürümeycek. doktorda evet sakın paranızı dolandırıcılar doktorlara kaptırmayın asla yürümeyecek. kendinizi buna alıştırın. tabi benim anlımda kafamda yarıkları dikmişler ve yüzüm gözüm kan. saçlarım kan içinde ve profösör konuşmasına devam ederek bana yüzünü çevirip sordu: aynur hanım sizden oturabilmeniz için sizi ameliyat etmemiz gerekiyor ama bu ameliyat çok riskli. yüzde 1 yaşama şansınız var. siz karar verirseniz bu ameliyatı yapıcaz eğer karar vermeniz olumsuz olursa asla oturamıcaksınız deyince ben hayır ameliyat olmam dedim kararlı bir şekilde. tabi annem babam kardeşlerim şoktalar.

ablam doktorlar gidince bana canım kardeşim bu ameliyatı olman gerek dedi. bende ona abla çocuklarım nerde noldu onlara dedim. çocuklarımın yoğun bakımda olduğundan habersizim ve ailem belli etmemeye çalışyor. çocuklarım ölümle pençeleiyorlarmış kesin yaşamazlar demiş doktorlar. ablam herkes biliyo ama ablam bana çocukların çok iyi merak etme. eşimin halası vardı çok iyi bir insan çarşıya manava giderken kızımı ona bırakırdım. ablam eşimin halasına güvendiğimi bildiği için bana sen çocuklarını merak etme çocukların seni bekliyor. ama tamamen yatalak düz yatmaktansa oturabilisen çok iyi olucak tabi. ne kadar iyi olucam yatalak olmuşum ve ablam beni ikna etti. bende karar verdim. doktorlara söylediler ve ertesi sababh saat 8 de ameliyata alıcaklardı.

hastanede ailem bahçesinde sabahın olmasını ve akibetimin ne olucağını ve ablam kendini yiyip bitirircesine sürekli ya aynurum ölürse vicdan azabından ölürüm diye kendi kendini yiyip bitirmiş. sabah oluncada saat 8 akşam dörbuçuğa kadar süren oturabilmeme için takılan pilatinler ancak uzun sürmüş. bekleme salonundaki ekrandan ailem ameliyatı devam ediyor yazısını sabırsızlıkla beklemişler. nihayetinde ameliyattan çıktım. yoğun bakıma ve bu arada yoğun bakımdaki çocuklarım bir yandan ben ailem bir aşağı bir yukarı hangimiz öldük hangimiz yaşıyoruz diye. hala benim haberim yok çocuklarımdan. neyse krdeşlerim beş gün yanımda taburcu olmamaı beklediler ambulans ankarada adanaya babamın evine getirdiler çocuklarım mucize eseri yaşadığımı ailem öğrendikleri zaman 20 gün geçtikten sonra söylediler.

şok olmuştum çocuklarımın feci şekilde kazada darbe aldıklarını duyunca. ben zaten panik atak kırizleri geçiriyordum. ömrüm boyunca yürüyemicektim. hiç kolay olmadı kabullenemedim. 25 yaşındaydım insan nasıl kabulenebilirki. isyan ettim ve ataklar geçiriyordum. ailem panik atak kırizleri geçirdiğim için pisikiyatriden yardım almak için doktora götürdüler. ama aslında şizofreni imiş hastalığım. olağan dışı bir dünyada idim. kendimi yaradan zannediyordum. tövbe estafurullah. ama insan hasta olunca anlar. rabbim kimseyi sinir hastası yapmasın çok zor.

gelelim çocuklarıma. ankara hacettepede artık taburcu olucaklarmış. özel ibni sina hastanesinde yeni nişanlanmış kızkardeşim. ben böyle olunca en müsayit olan en büyük iki çocuğu olan ablam ve hastanede labiren olan kızkardeşim istifasını benim için vermek zorunda kaldı. çünkü hastalara bizim gibi ağır hastalara bakmak çok zordu. annem hem kilolu hem yaşlı babamda annemden 12 yaş büyüktü. ailem herkes bir yandan hem çok üzgünler hem de bir odanın içinde hastane odası gibi idi. kardeşlerim acılarıma ortak olmaya çalışıyorlar koşturuyorlar. gelen giden misafirler üzüntülerimizi destek olmaya çalıştılar. sağolsunlar ve artık kızkardeşim ankara hacettepede kızımın bakımı çok zor diye bir hafta hastanede nasıl bakıcak nasıl fizik tedavi nasıl yemeğini yediricek diye eğitim görüp çocuklarımı memleketim olan adanaya getiricekti.

hatay ilinde en büyük ablam ailemin annemden sonra gelen ikinci annemiz demek istiyorum çünkü her sıkıntıda her şeyde koşar gelir. kızkardeşim ankaraya çocuklarımı almaya gider. ablamda bana bakmaya geldi. neyse eşim kaza geçirdiğimizi kahvehanede çayını yudumlarken haberlerde izleyip öğrenir. kazada en ağır biz ben ve çocuklarım. eltim ölmüştü. cenaze işleriyle uğraştıktan sonra adanaya geldi. bir hafta sonrada oğlum iki ayağı kırık bir koluda kırık kafasından dikiş izleri ve kızım bir robot ağzı açık dili dışarda tek noktaya bakar elleri ayaklarıda robot gibiydi. çok kötüydü ve bir yandan ataklar geçiriyorum bir yandanda çocuklarımı kesecekler öldürücekler diye kimseyi yaklaştırmıyordum. sadece labaratuar sağlıkçı o çocuklarıma bakıyor diye başka kimseye güvenmiyordum. çok kötü günlerdi.

doktorlar kalçamda pöçük denen kemik kırılmış. doktorlar ameliyatta bile fark etmemişler. etim oyuldu. çok temiz ve titiz bakılıyordum. ama kırılan kemik etim çürümüş. ailem pansumancı her gün getirtti. her gün bakılmama rağmen oyuk gitgide büyüyor ve odama kokudan girilmiyordu. doktor getirttiler ve karar verilip hemen sizi çağırıcaz kana karışırsa iltihap ölür dedi. salı günü idi. aradılar doktor çok kötü bu yara oyuk dediler. hemen hacettepeyi aradılar. doktorum servet ireze durumu anlattılar. perşembe kurul toplanınca karar verilmiş. ambulansla ankaraya sedyeye koyup ankaraya hastaneye girer girmez ameliyathane hazırdı.

ameliyattan 3 gün sonra taburcu oldum ve babamın evine getirdiler ambulansla. ve yine ölmemiştim. ailem bana 10 ay baktılar. eşim de gelip bana artık evimize gidelim dedi. orada bakıcı tutarım size bakarım dedi güzel sözler söyledi. annem babam yine yalvardı. bak kuzum eşin olucak insan sağlıklı iken sahip çıkmadı bundan sonra hiç sahip çıkmaz. babam annem eşimin artık çok iyi tanımışlar. asla güvenmediler ve ben hep eşime inanarak ailemi çok üzdüm. babam kızım istanbullara gidipte beni burada kahretme. eşinin niyeti belli. kaza sigortadan çıkacak olan para için götürücek seni. başka amacı yok. sorumsuz duyarsız bu insan asla güvenme. biz bakarız sana parada pulda onların olsun. sen gitme en fazla bir yıl sonra seni orada kahrından ölür duruma getirirler. gitme diye yalvardı. baba çocuklarımın babası gidicem ben diyerek ataklarda geçiriyorum. önüme ne gelirse kırıyorum dağıtıyorum o yüzdende fazla uzatamadılar istanbula gittim. kardeşimde yanımda geldi bana bakmak için kısa bir süre. gürcistanlı bir bakıcı tuttular.

zaman geçip gidiyor ve kaza sigortadan parayı alınca eşim 3 ay eve gelmedi. çok samimi arkadaşını aradım eşimi sordum. lütfen bana doğruyu söyle eşim eski sevgilisiylemi dedim. evet izmirde yaşıyor gelmicek dedi. ben hemen telefonu kapatıp aileme erkek kardeşlerime söyledim. erkek kardeşlerim zaten emindi böyle bir durum olucağını. çok kızdılar ve izmirde yaşıyan abim istanbula arabasıyla en son hızla son sürat hiç mola vermeden gelmişti. evimde beş dakika bile oturmadan yanında getirdiği elemanlarıyla beni arabaya yatağımla birlikte koydular ve adana ya getirdiler. çok acı ve çok zor günlerdi. çocuklarım istanbulda kaldı. gürcistanlı bakıcıda bakıcı bulana kadar gelmek zorunda kaldı mecburen. bana bir ay kadar baktı. antakyadan bir bilgili bakıcı geldi. oda bir ay baktı çünkü bakımım çok zordu. herkes bana bakamıyordu. kilolu idim ölü beden ağır olur derler benimde bedenim çok ağırdı. zaten arkamdaki yaradan dolayı sırt üstü yatmak zorundaydım. 3 kişi banyoya çarşafa koyuyorlardı ve öyle banyomu yaptırıyorlardı. ailem bana çok iyi baksalar da ben sinir krizleri geçirip onları çok üzüyordum. çünkü ömrüm boyunca artık yürüyemeyecektim kabullenmem çok zordu.

aylar ayları yıllar yılları kovalasa da ben ben her günü on gün yaşar gibi yaşıyordum. babam işleri iyi gitmiyordu. küresel krizden çok etkilenmişti. iflas etti ve çok zor günler geçiriyorlardı. devlete borçlarını ödeyemiyordu vergi borcu alıp başını gitmiş ve devlet babamın bütün mal varlığına el koymuştu. ben kaza geçirdiğimden bu yana maddi durumları artık bitmişti. artık 8 yıl olmuştu adanaya gelmem. yaz tatillerinde oğlum geliyor ve üç ay kadar yanımda kalıp amcasına gidiyordu. tabi bu arada unutmuşum kazada ölen eltim eşimin abisinin eşi kazadan 8 ay sonra evlenmiş ve çocukları olmuştu. rabbim belki de beni cezalandırmıştı. çünkü oğlumu bana vermiyorlardı. bende oğlumu vermek istemiyordum.

arefe günü kazada eltim öldü ve ben baba evine. kaynım da artık çocukları vardı sivastaki amcası bakıyor. paylaşılamayan oğlum kazadan sonra ortada kalmıştı ve oğlum amcasında sığıntı gibi annesiz babasız büyüyordu. artık oğlum lise 3e geçti ve eşim hala ortada yok tabi. bu arada ailem eşim kaçıp gidince memlekete getirdikten hemen sonra boşanma avukatı tutarak boşanma davası açtılar. aylarca eşimden adresten hiç bir bilgi olmayınca mahkeme boşadı. artık her şey bitmişti boşandığım için çok üzülmüştüm. çünkü her şeye rağmen eşimi çok sevmiştim. artık alıştım hala gelmese de gelse de bir önemi kalmadı. ben artık hiç konuşmuyorum. hem şeker hastasıyım hem de ağır depresyon ilaçları kullanıyorum. bakıcım bile parasını alsa da bana para ile baksa da benim bakımım çok zor. çünkü desteksiz bile oturmakta zorlanıyorum.

artık 38 yaşındayım. kazada kaburgalarım çok feci kırıklar çok zor iyileşirmiş. nefes alırken kramplar giriyor. bakıcım fizik tedavi bilmediği için 8 yıldır fizik tedavi görmemenin zararlarını yaşıyorum. ve bacaklarım artık bağdaş kurar gibi açılmıyor önümüzdeki hafta adana devlet hastanesi osmaniye ilçesi bahçe devlet fizik tedavi bölümüne sevk etti galiba bir ay kadar hastanede tedavi görücem artık bundan sonra fizik tedavi bile faydası olmasa da bacaklarım açılmıcak şansımızı denemek iççin hastaneye yatmam şart oldu.