‘Ben horlamam’ deme hayatı zindan etme.

Yetişkinlerin yüzde 45’inin yaşadığı horlama sorunu hayatı kabusa çeviriyor. Doç. Dr. Kayabaşoğlu, bu kadar yaygın görülen rahatsızlığın görmezden gelinmemesi gerektiğini belirterek, ‘Tedavi olun hem kendinizi hem de sevdiklerinizi kurtarın’ diyor.

Çok sayıda kişinin yaşadığı ancak kabullenmek istemediği horlama hayatı tam anlamıyla kabusa çeviriyor. Horlayan kişinin uyku kalitesi düşüyor, yanındakiler de gürültüden uykuya hasret kalıyor. Horlamanın hastalık değil, sağlık sorunlarının habercisi olduğunu söyleyen KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, “Aslında toplumsal bir sorun olan horlama, kişinin sosyal yaşamına olumsuz etki ederken, yakın çevresi için de kabusa dönüşebilir” diyor. Doç. Dr. Kayabaşoğlu, “Horlama kısaca; daralan üst solunum yollarının içinden geçen hava akımının titreşmesi nedeniyle oluşan sestir. Altında yatan birçok neden olabilir. Kilo, en önemli etken olarak sayılabilir. Anatomik nedenlerden ise burun eğrilikleri, çene küçüklüğü, dil kökü ya da küçük dil büyümesi en sık nedenlerdir” diyerek, bu konuda şu bilgileri veriyor…

KİLOLU ERKEKLER DİKKAT!

Yetişkinlerin yüzde 45’i zaman zaman, yüzde 30’u ise sürekli olarak horlamaktadır. Kilo problemi bulunan erkekler, kilolu kadınlara oranla daha fazla horlamaktadır ve yaşları ilerledikçe horlama sorunu da artmaktadır. Horlamanın geceleri ve uyurken olması, kişinin gündelik hayatında normal ya da yeteri kadar nefes alabildiği anlamına gelmez. Aslında kişi 24 saat boyunca oksijen yetersizliği yaşar. Bu konuda Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş olan kişiler bile bulunmaktadır. Bilinen en şiddetli horlama sesinin 102 desibel olduğu saptanmıştır. Bu, insanın bir yarış motosikleti ile aynı şiddette ses çıkarması anlamına gelir.

AMELİYAT ÇARE Mİ?